İnternet bağımlılığı; çoğu kez zaman kavramını yitirecek ya da temel görevlerini ihmal edecek şekilde aşırı internet kullanımı, kızgınlık, gerginliği de içeren yoksunluk belirtileri, tolerans gelişimi ve yalan söyleme, sosyal geri çekilme gibi durumları içeren olumsuz durumların bir arada olması olarak tanımlanabilir.
Çocuk ve ergenler, psikolojik olgunluğa henüz erişmemiş olmaları nedeniyle, bu tür bağımlılıkları geliştirme açısından potansiyel bir risk grubu olarak değerlendirilmektedir. Ergenlerdeki yoğun internet kullanımı, aile ve arkadaş ilişkilerinde bozulmalara yol açarak, onların sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkilemekte ve okul performansını düşürerek eğitimlerini aksatabilmektedir.
Yapılan birçok çalışmada bilişsel-davranışçı terapinin internet bağımlılığının tedavisindeki olumlu etkisi vurgulanmaktadır. İnternet bağımlılığının tedavisinde bilişsel davranışçı terapinin (BDT) yanında, danışanın ve terapistin birlikte çalışarak bir plan oluşturdukları ve tedavi hedefleri belirledikleri motivasyonel teknikler de önemli olarak görülmektedir.